05 Temmuz 2025 - Cumartesi

YAŞAMAK

Yaşamak neydi? Hakikate yazılanı yaşamak mı tatmin eder insanı, yoksa yaşayamadıklarının hayalini kurmak mı?

Yazar - Fatma Basum
Okuma Süresi: 4 dk.
Fatma Basum

Fatma Basum

-
Google News

Yaşamak neydi?

Hakikate yazılanı yaşamak mı tatmin eder insanı, yoksa yaşayamadıklarının hayalini kurmak mı?

 

Evet, biz insanoğlu bir düzen üzerine kurulu bu âlemde, payımıza düşen kaderi yaşar ve "iyi" ya da "kötü" kavramlarını şekillendiririz.

Her insan özünde iyiydi. Peki, insan iyilik üzere doğmuşken bir yerlerde yapılan kötülükler neden hayatta var oluyordu?

 

Kötülük, insandan bağımsızken nasıl olur da bir insanın bedenini esir alabiliyordu?

 

Çoğalan kötülüklerle insanı ve zamanı suçlasak da, aslında kötülük; insandan ve zamandan bağımsız bir gerçekliktir.

Başlı başına var olmuş bir yaratık gibidir; zayıflayan insan iradesine hükmetmeye çalışan bir canavar misali, iyilik üzere yaratılmış insan ruhunu ele geçirerek duygular üzerinde egemenlik kurar.

 

Bir balığın suya olan ihtiyacı gibi, kulun da inanca ihtiyacı vardır.

İnançsız bir kul, susuzluğa mahkûm edilmiş bir balık gibidir.

Azalan inançlarla birlikte beden susuz kalır, ruh zayıflar.

Ve işte o an, kötülük daha çok yaklaşır insana; onun bedenini ve ruhunu bir kukla gibi ele geçirir.

 

Peki, bu bedenleri nasıl diri tutacağız?

 

Elbette ki inancımızı güçlü tutarak.

Kul inançsız olamaz.

Ve eğer kulsa, Allah’sız da olamaz.

 

Fakat zamanla okuduğumuz kimi hadislerin, gerçekten sahih olduğunu sanarak, aslında inancımızı körelttiğini fark edemedik.

Çünkü o sözler, akla ve mantığa ters düşüyordu.

Oysa Nisâ Suresi 48. ayette Rabbimiz şöyle buyuruyordu:

"Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez. Bunun dışındaki günahları dilediği kimse için affeder."

 

Geçmişten bu yana, katı kurallarla yazılmış pek çok hadis, sanki bizden kusursuzluk bekliyordu.

“Şunu yaparsan ebedî cehennemliksin” diyerek, cenneti kendi elleriyle kurmuş gibi hüküm verenler oldu.

Din adamı sıfatı altında yapılan bu manipülasyonları artık daha net görebiliyoruz.

 

Oysa biz beşerdik.

Hata ve günah üzerine kurulu bir nefsimiz vardı.

Bunu inkâr etmek, belki de en büyük günahtı.

 

Eğer her günahın karşılığı ebedî bir cehennemse, bu anlayış, Yüce Allah’ın Rahman olan sıfatını yalanlamak anlamına gelmez miydi?

 

Kul, günahlarıyla vardı.

Onu kusursuz görmek ya da öyle yargılamak, cahillikten başka bir şey değildi.

Yüce Allah, açıkça beyan etti:

Şirk dışında işlenen her kötülük, samimi bir tövbeden büyük değildir.

 

Ancak nice beşer, uydurma hadislerle korkutuldu, inancından uzaklaştırıldı.

Oysa önce kula tövbe kapısı gösterilmeliydi.

Hiçbir günah, tövbeden büyük değildir denmeliydi.

 

Yaratıcı olan Allah’ın Rahman ismi neden Kur’an’da defalarca geçer?

Çünkü O’nun büyüklüğü ve kudretiyle ilgilidir bu isim.

Yeryüzünde işlenmiş tüm kötülükleri bir kefeye koyup, Rahman ismini diğer kefeye koyduğumuzda, elbette ki Rahman isminin ağırlığı galip gelir.

 

Allah’ın bu yüce sıfatını küçümsemek, O’na karşı işlenebilecek en büyük isyandır.

 

Biz beşerdik.

Ve elbette ki şaşardık.

 

Ama şaşsak da, düşsek de, günah işlesek de, bize düşen, yeniden kalkıp Rahman olan Allah’a yönelmektir.

Çünkü yaşamak, sadece nefes almak değil; bazen tövbe ederek ruhu diriltmektir.

#
Yorumlar (12)
Ilknur
05.07.2025 19:12
Evet insan bazen öğle bir boşluğa düşerki asla ordan çıkamacağını düşünür halbuki rabbine sığınsa ona teslim olsa o boşluktan rahatlıkla kurtulabilir rabbimize sığınmaktan vazgeçmeyelim
Fatih
05.07.2025 18:31
Gerçekten mükemmel bir bakış açısı kaleminize sağlık
Fatma
05.07.2025 18:16
Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim
Berivan
05.07.2025 18:04
Fatma hanım elinize emeğinize sağlık gerçekten mükemmel ötesi
Zeynep Akgül
05.07.2025 18:03
Muhteşem yazmış siniz elinize emeğinize sağlık umarım devamı gelir başarı larinizin devamı ni dilerim
Hüseyin can
05.07.2025 15:54
Gerçek ten çok güzel başarı larınız devamını dilerim...
Eylül başak
05.07.2025 14:47
Gerçekten güzel yazmışsınız devamının gelmesini umuyoruz
Sedat seyhan
05.07.2025 14:30
Teşekkürler kaleminize sağlık
Selin
05.07.2025 14:27
Okurken tek kelimeyle kelimeler arasında kayboldum sözler çok anlamlı ve etkileyici Bayıldım resmen
OĞUZ GÜMÜŞ
05.07.2025 13:59
Fatma hanım kaleminize sağlık dediğiniz gibi Dünya ya çok daldık ancak hasta olduğumuzda yada zor durumda olduğumuzda sığınıyoruz Yaradana aslında verilen bedava 24 altın saatten 1 altın saati veremiyoruz.Şükür tövbekapısı açık yoksa buzamanda zor yaşamak
Dilan
05.07.2025 13:30
Yaşam arasındaki bu ikilemde olmak ancak bu kadar iyi özetlenebilirdi
Tuna
05.07.2025 12:08
Beşer şaşar evet, ve hafızası nisyan ile malumdur. Mühim olan Allah'tan umidi kesmemek, zaten bildiğim kadarıyla Allah'tan umidi kesmek küfür diye biliyorum
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları